
İmamoğlu’na yüklenerek her iki tarafında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra Türkiye Cumhuriyetinin başına kimi getirmek istediği belli oldu. Milleti analiz edemeyen siyasetçi olamaz zaten.
Önce kurgulama pratikliği becerisi olması gerek.
Vurdumduymaz duygusu olması gerek. Huylu demiyorum bakın, duygu diyorum.
Duygu, içi temsiler ve siyasetin temel özelliklerinden bir tanesidir.
Huy ise, dışı temsiler ve çaresiz kaldığında huyunu sergiler.
O meşhur mu meşhur 28 Şubat olayından veya 1990 yılından başlayarak
2002 genel seçim sürecini hatırla bakalım. Dış güçler deniliyor ya hani.
Özal’ın iktidara yürüyüşün öncesine git bakalım.
Ondan da öncesine gitmeye ne dersin.
Bir sağdan ve bir soldan ahmaklığı yaratan milletin zihniyetine girene ne dersin.
Yada daha da geriye gidersek Hitler, Mandela ve
Gandi’nin nasıl iktidara yürüdüklerini araştır bakalım.
Irak, Suriye ve Libya nereden nereye geldiklerini araştır bakalım.
Siyaset amaç değil, araçtır. Araç millet, amaç ise siyasettir.
Hukukun üstünlüğüne inanmayan millet araç olmaya mahrumdur.
Okumuş öğretmen, doktor, mühendis sağ sol kavgasını övünerek
anlatır ama temel kavram nedir araştırmayarak kendinden utanmaz.
Çalışarak kuru ekmeğe muhtaç olur amma köleliğin ham maddesini bilmez.
Yada bilip ahmak olur. Amaçlar ise, davul zurnalı halay çektirerek araçlarını kullanır.
Bu yüzden o zihniyetli milletin devleti bölümlerle istenilen her türlü düzene sokulur.
Ama kanlı, ama kansız. Bazen sessiz, bazense gürültülü.
Araçları amaçların sadece kendisini yani amaçları düşündüğünü bilmeden amaçlarına köle olur.
Hâlbuki köleliği töresini yok ediyor farkında değil.
Irkını damarından siliyor haberi yok. Onurunu ruhundan temizliyor hisseden yok.
Her türlü ahlaksız toplum yapısını doğuruyor ama ben ne yapıyorum
birbirine veya kendine soran yok. İç savaşa sürüklüyor aldıran yok.
Millete kurgu kolay, önce senaryoyu yaz.
+++++
Beş sene önce falan emekli subay bana, Kılıçdaroğlu da dahil
büyük siyasi parti liderlerinin hepsi derin devletin adamı diye yazdıydı.
İçimden, galiba bu subay kafayı yemiş dedim.
Sonra derinlemesine düşündüm ve kendi kendime şu soruları sormaya başladım.
1, Namık Kemal Zeybek internet sitesindeki röportajında, Bahçelinin
2002 yılında nasıl erken seçim kararı aldığını söyledi.
Peki, Bahçelinin yüzü sarıya dönecek kadar nedir erken seçim kararı aldıracak.
2, birbirine ağır hakaret sayan Bahçeliyle AKP Genel Başkanı ve
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan neden kanka oldu.
Acaba birbirine karşı şahsi menfaat mi var. Eğer varsa, nedir.
Eğer yoksa, yüzde doksan dönüşün arkasında ne yatar.
Değil midir devlet adamlığı sözün eri olması ve ne yaptığının bilinmesi.
3, cumhurbaşkanlığı adaylığı için neden ihsanoğlu ismi çıktı.
Aynı dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi başkanlık
seçiminde Kılıçdaroğlu neden Baykal’ı aday gösterdi.
Bu ikili halktan neler gizliyor, gizledi ve gizleyecek.
7 Haziran 2015 akşamı AKP ile MHP arasında ne olupbitti.
4, Bahçeli büyük Ortadoğu projesinin ne olduğunu
ve eş başkanlığın ne anlama geldiğini bilmiyor mu acaba.
5, Kılıçdaroğlu beş yıl önce falan kurmaylarını alıp
Amerika birleşik devletlerine neden gitti ve neden geri döndüğünde yüz gülüyordu.
6, başta Cem Özer olmak üzere neden bazı medya yüzleri medyadan pasifleştiriliyor.
Neden başta cem özer lafı ettiğimi anlayan anladı.
Anlamayan veya anlamak istemeyene detaylı anlatmaya gerek yok.
Çünkü bugün bile bir siyasi partinin oy oranı en az yüzde
kırk falan ve bunun bazısı Allahtan ziyade kuldan korkuyor.
7, siyasi parti genel başkanı olmamasına rağmen troller neden
en fazla Sinan Oğan Beye sapma sapan ve gereksizce saldırıyor.
8, muhalefet neden ankete kafayı taktı ve anketin seçime
olumlu veya olumsuz ne gibi katkısı olunduğunu varsayıyor.
9, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan neden
televizyonda siyaset Parti liderleriyle canlı yayında milletin karşısına çıkmıyor.
O tür karşılaşmaları sevmiyorsa, o halde neden 2002 yılında Baykal’ın
karşısına çıktı. 2002 yılında medyamız neden sadece iki siyasi Partiye yöneldi.
10, defalarca oy kaybıyla iktidarı seçimle ele alamamalarına
rağmen ve başkasının olduğu halde neden eski siyasi
partilerin genel başkanları koltuklarını bırakmıyor.
O koltuklarda oturan milletle ülkenin halinden
memnun mu ve gelecekten umutlu mu acaba.
11, kadın cinayeti geçmişte daha mı az
oluyordu da medyanın gündemine gelmiyordu.
12, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
2002 yılı seçimi öncesinde mitingde kollu sıvalayarak sadece üç yıl acı
çekeceksiniz sözünü bugünkü ülke ve milletin durumuna göre mi söylemiştir.
13, Selahattin Demirtaş terör örgütü üyesi olmaktan cezaevindeyse neden
onca yıl beklenirdi ve ara sıra sosyal medyadan paylaşma hakkı nasıl oluyor.
İnsan kendi kendine sormadan edemiyor, acaba
hukuk devleti olmaktan çıktık mı diye.
İmralı ile muhatap olmanın kime ve neye ne faydası olabilir.
13, siyasi parti kurma merakı ne için.
14, Bahçeli ülke ve milleti son derece ilgilendirecek alınan
kararın nedenini herhangi şekilde ülkücülere neden anlatmıyor.
15, siyasi Partiler, kendi içindeki padişahlık uygulamasından vazgeçip
millete açılma yolunda siyasi devrimi aklının uçundan bile niye geçirmiyor.
16, siyasi Partilerin genel başkanları niçin genel başkanlık koltuğunda.
17, siyasi Parti liderleri birbirine ağır hakaret sayarken tansiyonu
yükselmiyor ama neden Türk milletinin sinir tepesine çıkıyor.
18, siyasi Parti liderleri ve onlara tapan acaba nerde yaşar.
19, AKP 2002 yılında tek başına iktidara gelir gelmez
neden 12 Eylülün üzerine gitmedi veya gidemedi.
20, CHP, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve
MHP ise Başbuğ Alpaslan Türkeş’in değil mi acaba.
Vatandaşa kurgu basit, sen planı yap.
+++++
Savaş çıkıp insan ölüyor. Zengin fakir uçurumu daha da açılıyor.
Yer değiştirilip veya görevden alınıyor. Yargının kararı müdahale edilmeye çalışılıyor.
Beğenilen göğe çıkarılıp beğenilmeyen gökten indiriliyor.
Seçim ve kongre iptal edilip tek başına aday olunuyor.
Kendine rakip gören ihraç edilip mahkeme ihraç edileni yıllarca çağırmıyor.
Haksız ihale verilip çift maaş alınıyor. Suçsuz tıkılıp suçlu çıkarılıyor.
Bu tek dudak arasında oluyor.
Bunu yapan yalan alkışla kendinin her yaptığı doğru zannediyor.
Halka kurgu kolay, sen oyununu söyle.
+++++
Her yapılana sen çok yaşa denilirse, adet görenek diyerek ses dahi çıkarmayıp
el pençe durulursa, menfaate yalaka olunursa, ekonomik buhran fark
edilmeyip oyununun bir parçası olan kapıdaki iç savaş tehlikesi hissedilemez.
Topluma kurgu kolay, sen planı yap.
+++++
Darbede ülkücü ve devrimciden başka işkence
gören, idam edilen, dövülen, vurulan, Engelli birey
bırakılan başka topluluk var mı Türkiye Cumhuriyetinde.
Gerçi son yıllarda ülkücü oy avcılığı başladı ve dahası
nerde yardıma muhtaç Allah kulu var ülkücü olmaya başladı.
Milliyetçiliği ayakaltına alarak, hapisteki, İmralı’daki, okyanus ötesindeki
ben ülkücüyüm yada babam ülkücüydü denilirse hiç şaşırmamak gerek.
Çünkü bunların kölelerine sorsan Peygamber Muhammed
tarikat lideriydi ve tarikatı desteklerdi denilecek.
Amma velakin ele sopa geçerse ilk önce Mustafa Kemal Atatürk
ile Peygamber Muhammed evlatları olan ülkücülerden başlanır.
Çünkü millete kurgu kolay, sen önce planı anlat.
+++++
Yetmişli yılların ekonomik buhranı, kiralık genç yetiştirdi.
Kiralık genç, iç karışıklık yarattı. İç karışıklık, siyasi bunalıma sebep oldu.
Siyasi bunalım, sağ sol kavgasına dönüştü. Ben buna iç savaş derim.
Sağ sol kavgası, darbeye zemin hazırladı. Darbe, ANAP’ı iktidara taşıdı.
ANAP, Kürt sorununu dile getirdi.
Bu dile dolanma, Kürt kılıklı Ermenileri cesaretlendirdi.
Bu cesaretlenme, hadep e kapatma davası açılmasına
sebep olarak hadepli milletvekilleri zorla götürüldü.
Fırsat bu fırsat diyerek bide başörtü kışkırtması yaratıldı.
Bu sayede tarikat ile Kürt kılıklı ermeni işbirliğinin
ortaya çıkmaktansa yeraltında işbirliği yaşandı.
Tamda o dönemde Abdullah Çatlı esrarengiz şekilde kazayla, ardından MHP kurucu
genel başkanı ülkücülerin başbuğu Alpaslan Türkeş vadesi gelerek vefat ettiler.
Bahçeli esrarengiz kongreyle MHP genel başkanı olarak önündeki
genel seçimde ülkücülerin birlik beraberliğiyle ikinci siyasi Parti
ve tarikatla Kürt kılıklı ermeni desteğiyle DSP birinci siyasi Parti oldu.
Öyle yada böyle ANAP MHP DSP üçlü hükümet koalisyonu kuruldu.
Ne kadar ilginçtir ki hükümet kurulduktan en fazla 15 gün sonra haber kanalındaki
haberinde, dış basın bu hükümet fazla götüremeyeceğini söylüyor haberi veriyordu.
Üç hükümet liderlerinin ortak ey demesiyle erken genel seçim
kararı alınarak bir önceki DSP oyları AKP’ye gidiyordu.
Halbuki ekonomik buhran olmasına rağmen halkın büyük kısmı hükümetten
ümitliydi ve zaten ekonomide yola geliyordu. Bakmayın tek daktilo atılmasına.
O dönemde hiç kimseye hiçbir baskı yoktu ki.
ANAP DSP MHP üçlü hükümetin yaratıcıları da Çiller ile Mesut Yılmazdır.
Zaten Çiller 12 yıl önce falan haber kanalındaki öğlen vakti canlı yayında
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
ile ilgili çok ilginç olduğu kadar tarihe geçecek açıklama yapmış
yada itiraf etmiş veya belki de yalan söylemiştir. Çünkü o açıklama gerçekten çok iddialı açıklamadır.
Neyse, yıllar yılları kovalıyor AKP seçimleri yol yaparak açık ara önde götürüyor
fakat öbür siyasi Parti liderleri istifa etmiyordu. Baykal istifa etti ama hangi nedenle.
2010 yılına girerken Sayın Muhsin Yazıcıoğlu esrarengiz biçimde resmen
Şehit edilirken herkes susturuyordu. Çünkü daktilo at hadi atabilirsen.
Sadece birkaç yıl sonrada cumhurbaşkanını halk
seçecekti ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seçti.
Birkaç yıl sonra emniyete müracaat edilmesine rağmen Fırat Yılmaz Çakıroğlu
Şehit oluyor ve sadece birkaç yıl sonra Cumhurbaşkanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan Başkan oluyordu hem de Bahçeli desteğiyle.
İlginçtir, bundan iki dönem önceki seçimde CHP MHP ortak adayı farklıydı.
O farklı adayı CHP, TBMM başkan adayı göstermedi ama
Bahçeliye bizim yerimize sen başbakan ol dedi ama hdp ile aynı
yolda yürümem diyerek kabul etmedi fakat AKP’yle kanka oldu.
2015 yıllara gelindiğinde MHP’de Bahçeliye karşı, başını
Sinan Oğan Beyin çektiği kongre süreci başlıyordu ama oy verme
işlemindeyken kongre esrarengiz biçimde iptal oluyordu. Bence normaldi.
Çünkü Alpaslan Türkeş vefatından sonra esrarengiz
kongrelere ve başka esrarengizlere alışmış siyasi Partidir.
Zaten nereye konacağı ve ne yapacağı belirsiz
27.dönem milletvekili nasıl iptal edildiğini itiraf ettiydi.
O dönem adaylardan sadece Sinan Oğan Bey başka
siyasi Partiye gitmedi ve siyasi Partide kurmadı.
Hatta o dönem Sayın Ahmet Yılmaz dört adaya gelin seçimli kongre
yaparak benim siyasi Partim altında birleşin dediyse de dört adayda
asla MHP yönetimi ele geçirmeden hiçbir yere gitmeyeceğiz dediler.
Sonuçta iki siyasi Parti daha kuruldu.
Sinan Oğan Bey MHP’ye tekrar ve tekrar dönmesi için mahkemenin
sadece çağırması lazım fakat niyeyse yıllardır çağırmıyor.
Acaba Sinan Oğan Bey yorulur diye mi çağrılmıyor.
Millete kurgu kolaydır, sen önce planlamasını yap.
+++++
Başta Sayın Cem Uzan olmak üzere kendine ters geleni medyanın gazıyla
kılıf uydurarak yok eden, başta Unakıtan olmak üzere yandaş tarafından
hazineyi afiyetle yiyen, ekonomi eğitim adalet tarımı oyuncak eden, neredeyse satmadık yer
bırakmayan, her türlü kutuplaşmaya zemin hazırlamaya çalışan, dini
ve milli değeri kendi yönüne çekmeye çalışıp bunda başarılı olan, medyanın en az yüzde doksan beşini elinde
tutan, ülkeyi yurt dışında yalnızlığa itmek adına elinden geleni yapmaya çalışan, sosyal medyada tamamen taraflı yönetim anlayışı sergileyen, dini ile milli ve insani değere her türlü saldırana ses çıkarmayıp kendini sadece eleştirene neredeyse ordu gönderen bu meşhur mu meşhur zihniyeti anladık ama karşı tarafın neden o koltuklarda yıllarca oturduklarını vallahi anlayamadık.
Eğer ki karşı taraf bunların yolundan oy avcılığı için gidiyorsa, o zaman
ilerideki çukurun hesabı gene sadece yüce Türk milletinden mi sorulacak.
Atalar ne demiş, al birini vur ötekine ve ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar.
Eşinden boşanan yandaş gazeteci kılıklı hanımda ne demiş
İktidarda ve muhalefette aslında aynı rejimin parçaları demiş.
Evet millete kurgu kolay, önce senaryo yaz.
Fatih Güler
Yorumlar