Engelli bireylerin sorunları ve çözümleri yada Engelli bireylere engelsiz bireylerin bakışları.
Engelli bireylerin okuma, aşık olma, evlenme, düşündüklerini ve hedeflerini söyleyip
uygulayabilme, ihtiyaçlarını giderebilme hakları vardır engelsiz bireylerin hakları olduğu gibi.
Eğer bu saydıklarımın herhangi hakkından mahrum bırakırsanız topluma kazandıramayız.
Bunalımlarını ve yeteneklerini keşfederek topluma kazandırmaya yönelik her Engelli bireye bir gönüllü arkadaş projesi devlet tarafından hayata geçirilmesi lazım. Bakıcı değil, Gönüllü Arkadaş.
Bu Gönüllü Arkadaş Projesinin de kaynağı basit.
Akıllar çalışınca bulunur. Bu görevi isteyen İşsiz gençlerden faydalanılır.
Hadi kızlar okula kampanyası Engelli bireylere de uygulanmalıdır. Hadi Engelliler Okula adı altında. İlkokuldan başlayarak üniversiteden mezun olana kadar her okula haftada bir saat sorunlu
Engelli birey dersi verilmesi lazım. Bu derslerde Engelli birey öğretmenlerine gerek yok.
Engelli birey olmayan öğretmen ve öğrencilerin engelli birey adayı
olduğunun unutturmamak için unutmamak yeterlidir sanırım.
Amaç, engelli birey olmayanların Engellilik kavramını her konuda sağlam temellere oturtmaktır.
Engelli bireylerin sosyal ve özel ihtiyaçları ama denmeden
devlet tarafından alınmalı ve karşılanmalıdır.
Dünya Engeliler Günü ve Engelliler Haftası gecesini Belediyeler düzenleyip
Geleneksel hale getirilerse hem Engelli bireylerin sesini daha net duyulur, hem de
Engelli bireyler unutulmadığı Belediyeler tarafından kanıtlanır.
Engelliler Haftasında belediyeler her gün ayrı etkinlik düzenlelerse fena olmaz.
Bu yapılacak etkinliklerde Engelli bireylere maddi, manevi ve taşıma gibi sorunlarda olmaması şart.
Hükümetler, sivil toplum kuruluşları, dernekler, vakıflar, vatandaşlar Engelli bireylere her konuda faydadan çok zararı dokunuyor ve maalesef bu düzen böyle devam eder gibi görünmekten ziyade devam eder. Çünkü Engelli bireylerin süper güç olan ne siyasi partisi, nede televizyon kanalı var.
Siyasi partilerin seçim vaatlerinde bile Engelli bireylere yer verilmiyor.
Yer verilse bile sadece dil ucuyla ve göstermelik yer veriliyor.
Çünkü Engelli bireylerin haklarını savunacak mekanizma yok.
Ama, cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan, devrim gibi düşünceyle
Engelli birey cumhurbaşkanı yardımcısı vaadini verdiydi.
Rant düzenine ters düştüklerinden dolayı Engelli bireyleri topluma acındırarak gündemden
uzak tutmaya çalışılıyor. Çünkü Engelli bireylerin her isyanı sessiz, temiz ve belgelidir.
Bu yüzdende Engelli bireylerin birlik ve beraberlikleri her fırsatta engellenmeye çalışılıyor.
O sebepten de Engelli bireyler kıymet sınıfı olarak engelsiz birey, hayvan ve doğadan sonra dördüncü sınıftır. Tek dal kesiliyor, halk, vatan millet Sakarya misali.
Hayvan kovalanıyor, millet, vatan millet Sakarya misali.
Engelsiz bireyin burnu kanıyor, toplum, vatan millet Sakarya misali.
Ama Engelli bireylere haksızlıklar yapılıyor, nedense gören, bilen, duyan yok.
Gel de bunlara Rahmetli Can Yücel şiiri yazma. Ama Allah tarafını unutuyorlar.
Allah’ın taktiri ne yapabiliriz diyerek Allah’la dalga geçen zihniyete Allah’ta zikayı
bir hatırladım demiştir. Ama akıllanmadıkları son korona olayından sonra aşikardır.
Engelli bireylere iş bulma fikirlerime gelince. Çok basittir aslında. Mesela kasa emanet edilebilir. Sekreter yapılabilir. İnternet veya normal menajer olabilir. Bunun gibi örnekler çoğaltılabilir.
Devletle millet birlikte olduğunda illere lüks Engelli Birey Bakım Evi yapılabilir.
Eğer canları istesin Devlet ve Özel Sektör bu işi şahane denetler, yürütür ve bu işten kazanırlar.
Engelli Bakım Evleri için Engelli birey aile fertlerinin vefat etmelerine de gerek yok.
Engelli bireyler yalnız kalmak ister. Aynı şekilde Engelli birey aileleri de yalnız kalmak ister.
Bambaşka nedenlerde çoğaltılabilir.
Beyler ve bayanlar anladınız mı veya anladık mı Engelli bireylerin ve Engelli birey ailelerin gelecek
korkusunun asıl suçluları kimlermiş. Engelli bireylere acımayı bırakarak güvenmeye bakın.
Engelli bireylerde var sporda, edebiyatta ve hatta siyasette.
Bugün ben doktor, öğretmen olabilirdim. Ama o günün şartları uygun değilmiş.
Televizyon ve buzdolabı çoksa olduğu ülkede nedense Engelli bireylere gelince uygun olmuyordu.
Gerçi bugünde uygun değil ve yarında uygun olmayacak.
Okullarda velilerin, bu okulda Engelli birey istemiyoruz deyip, idarecilerin
velileri kapı dışarı koyamıyorlarsa, benimde Engelli bireyler için
geleceğe umutla bakamam kadar doğal bir durum olamaz.
Biraz geri tarihe gidersek, Rahmetli Hawking’in konuşma cihazından Türkiye’deki konuşma Engelli bireylerin evlerinde yok. Hadi olduğunu varsayalım. Almak için maddi açıdan güç kuvvet yetmez.
Evet beyler ve bayanlar. Engelli bireyler adına yeni ve eski Türkiye tablosu.
Yani günahıyla sevabı sizlere, bizlere, yani herkese aittir.
Bide öbür dünyası var bu ve şu günahla sevapların.
Engelli bireyler için kitap yazmayı planladım amma velakin sonra vazgeçtim.
Çünkü yaşadıklarımı, duyduklarımı, gördüklerimi, hissettiklerimi, bazı Engelli bireylerle ve bazı engelli birey ailelerle birebir yazışmalarımı kalemden deftere döksem beni asrın yalancısı ilan ederler.
Çünkü intihar edeni mi aran, intihar eşiğinde olanımı aran, intihar ettireni mi aran, öz yada üvey ailesi tarafından dövülüp sokağa atılanı mı aran, çocuğu Engelli birey olduğundan ötürü anne yada babası eşini boşadığını mı aran, her kesimin Engelli birey duygularını kullanışını mı aran.
Daha neler sayarak bitmez.
Yani ülkemin başlıca sorunu ne terör, ne trafik, ne ekonomi ve nede eğitimdir.
Türkiye Cumhuriyetinin başlıca sorunu Engelli birey sorunlarıdır.
Sakat ve Özürlü olmak ayıp değil, asıl sakat ile özürlü yürekli olmak ayıp ve günahtır.
İbarelerin ve kelimelerin kalkmasından ziyade icatlar Engelli bireyleri mutlu eder.
Tabi bazı gurursuz ve yalaka Engelli bireyler hariç.
Yani, bazı Engelli bireyler maalesef ver bilmem neyi, al bilmem neyi gibiler.
Dindarlık sadece Allah demekle olmaz.
Toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede yaklaşmaktır dindarlık.
Umarım mesajım gerektiği kişilere kadar gitmiştir. Hepinize sorum olacak.
Acaba Engelli birey araba park yerlerini ve Engelli birey asansörlerini asıl kimler kullanıyor.
Var mı sistemli denetim. Asansör deyince aklıma bir fikir daha geldi.
Asansör korkusu olan yürüyemeyenler için katlı kapalı
yerlere tekerlekli sandalye merdiveni yapılması şart.
Evet gelelim engelli olmayanların Engelli bireylere, seni engelli olarak görmüyorum falanla
filan lafları eden kibarlıklara ve kendilerini Engelli bireyle engelli birey ailelerine karşı
iyi insan olduğunu göstermek isteyenlere, o zaman kızına yada oğluna aşık, engelli olarak görmüyorum dediğine kızı veya oğlunu verip evlendirin bakalım demek lazım.
Yada engelli olarak görmediğim dediklerinizin niye adam, insan, zıkkım
gibi arkadaşları yok vicdanınızla sorgulayın bakalım.
Ve Engelli bireylerin, ben engelli değilim, ben kendimi engelli olarak görmüyorum, bana engelli demeyin lafları ve imaları o bambaşka manyaklık, salaklık ve gericiliktir.
Yahu bazı Engelli bireyler, belki sizin yüzünüzden Engelli bireyler dertlerine derman bulamıyor.
Acımak ve acındırma ayrıdır, gerçekleri göstermek ve görmek apayrıdır.
Engelli bireylerin her tarafı doğru düzgün çalıştığından özel ihtiyaçları yüzünden korkuları vardır.
Bunları görmezden gelmek tek kelimeyle ahmaklıktır.
Ha bide Engelli bireyler adına hem kendini aşma, hem de
engelli değilsin laflarını birleştiren çelişki zavallıları var.
Rahmetli Nasreddin hoca bugün yaşıyor olsaydı var ya, valla bak
bunların çaresinde bin kitap çıkarır ve onları da tanıdıklarına dağıtırdı.
Engelli bireylere insan değeri vermeyenlere de diyorum ki, siz yeryüzünün tek
aşağılık canlı varlıklarısınız. Ha şu açıdan iyi ki Engelli bireyleriyiz diyebiliriz.
Doları ve altını istedikleri zaman düşürüp çıkartanları, dökülen kanları, oynanan
oyunları, bizlere yedirip uyutan çakma evlilik programlardaki Naz ve Bahalar Değiliz.
Hiç kimse dört dörtlük değildir. Engelli bireylerinde engeli olmayanlara karşı hataları vardır.
Ama Engelli bireyin sıkıntıyla eksiğine rağmen Engelli bireyin engelsiz birey
oranla daha az hatalı olduğu gerçektir ve buda taktir edilecek husustur.
Bazı engelli birey aile fertleri Engelli birey yavrusu veya Engelli birey akrabasının hayat gerçeklerini göremiyorlar, yada görmek istemiyorlar. Buda Engelli bireyleri ister istemez bunalıma sokuyor.
Engelli birey olmak hakikaten basit hayat değildir. Hatta dünyanın en zor hayatıdır.
Duyamıyor, göremiyor, konuşamıyor, yürüyemiyor, bedenini rahat hareket
ettiremiyor ama başta beyin ve kalp olmak üzere öbür organları çok güzel çalışıyor.
Kaçmak istese kaçamaz. Duymak istese duyamaz. Görmek istese göremez. Duymamak istese duyar. Görmemek istese görür. Gitmemek istese gider. Anlatmak istese anlatamaz.
Sevdiklerine gitmek istese gidemez.
Canının çekenini, istediklerini, arzuladıklarını yapmak istese başkaları
istemedikleri sürece hiçbir şeyi yapamaz. Kim dayanabilir böyle hayata.
Bakana zorda, Engelli birey iyi niyetliyse çekene daha da zordur.
Zihinsel Engelli bireylerinde durumları daha farklıdır.
Onlarında duyguları mutlaka vardır ama eğer ailesi iyi niyetli ise bakana daha zordur.
Engelli birey aileler Engelli birey evlatlarını bebek gibi görmeyerek Engelli bireylere
ve başkalarına güvensinler. Engelli bireylerde ailelerine ve herkese güvensinler.
Bazı Belediye Başkanlarıyla bazı Makam Sahipleri Engelli bireyler için yüreklerini yırtarak
ikinci sınıf vatandaşı olmadıklarını söylem, tavır ve icraatlarıyla ortaya koyarak Engelli
bireylerin yaşama azimlerini kat kat güçlendiriyor. Bide her şeyi devletten beklememek lazım.
Engelli bireyler konusunda toplumun bütün birimlerine görev ve sorumluklar düşüyor.
Bu bir insanlık yapma yarışı olmalıdır.
Çağdaş ülke olmak demek, Engelli bireyleri memnun etmek demektir.
Çünkü Engelli birey deprem kadar gerçek, doğa kadar canlı
ve yaşam kadar bir içim sudur, anlatabildim mi bilmem.
Görebilenlere sormak lazım, karanlıkta ne gibi duygular hissediyorlar diye.
Yada tek başına yürüyebilenlere sormak lazım, canınız
sıkıldığında kendinizi hemen dışarıya atmaz mısınız diye.
Ayda bir kere hafta sonunda Engelli birey yakınıza zaman harcayın ve harcadığınız her dakika
size huzurla geri dönecektir. Engelli bireylerle konuşurken bin düşünerek bir konuşun.
Engelliler Haftasında ve Dünya Engelliler Gününde konuşamayarak, göremeyerek, tekerlekli sandalyeyle ve duyamayarak imkanları olduğunca Engelli bireyler birlikte çok nadir sokaklarda olurlar.
Eh bazen de haklı olarak bazı kesim, kuruluş, kişileri protesto ederler ama etrafı kirletmeden, gürültü ve örgüt propagandası yapmadan, kimseye saldırmadan aileleriyle birlikte yürürler, yılda iki defa akıllarına düşen basın önünde. Buda Engelli bireyler için ayrı ayrıcalık ve asalettir.
Nazar değer diye başarılarından söz edilmeyerek bana bak, buraya
el salla, akşam çıkarsın televizyonda falan filandan söz ederler.
Çıkarılıp çıkarılmayan yasalar büyük bir iştahla anlatılır fakat Engelli bireylerin sokakta
karşılaştığı zorlukları görmezden gelirler çok değerli basın mensubu kardeşlerimiz.
Az kalsın unutuyordum bak ya, bazı televizyon kanallarında
yarım saatliğine canım cicim diye kıyak programlarda yaparlar.
Ana haberlerde son sıraya koyarlar Engelliler Haftası ve Engelliler Günü haberlerini.
Bu yazımı okuyunca bazı basın mensubu kardeşlerimin bana katılmayanlara
sormak lazım, acaba ülkemizde var mı tanınmış Engelli birey köşe yazarı.
Birinci derecede görme Engelli birey ağabeyimiz harika resim
yapısını yurt haberinde sadece iki dakika yer ayrılıyken, filin duvarı karalamasını
ana haberde on dakika ballandırılarak göstermelerine ne demeli.
Aslında hayvanlar kadar Engelli bireylerin değeri olmadığını
bundan 25 yıl önce içimden söylüyordum da, neyse be.
Ulusal yas ilan edilen dönemlerde televizyon kanalları
dizilerle yarışmaların yerine yabancı ve Türk filmlerini koyarlar.
Ne tesadüf ki aynı hafta Engelliler Haftası veya Engelliler günü olmasına rağmen
Engelli birey konulu filmleri koymazlar. Yorumu okuyuculara bırakıyorum.
Çünkü Güner Ümit’in tek gafıyla televizyon kanalı
kapattıran okuyucular bu yorumu kendi vicdanında verir.
Yoldan geçerken Engelli bireye el sallayarak başkasının köpeğini tekerlekli sandalyeye bakarak gezdiriliyor, herkes her haltı gizli veya açık rahatlıkla yapıyor, Engelli bireylerin ihtiyaçları görmezlikten geliniyor, Engelli bireyleri kaderin vurduğu yetmiyor, yanlış huylarıyla bide engelsiz bireyler vuruyor.
Engelli bireylerden her türlü yararlananlar dertlerine çözüm bulmayarak yani diyorsunuz ki Yüce Mevla’ya ( illa canım yada cananım sakat kalsın da, bizde Engelli birey kullarını anlayayım Allah’ım )
Yorumlar